slow ne demek?
- Yavaş, ağır, bati
- Ağır yürür, yavaş gider
- Geri kalmış
- Güç anlayan
- Can sıkıcı, bıktırıcı
- Hızlı koşmaya elverişli olmayan (koşu yolu)
- Yavaş yavaş, ağır ağır
- , (sık sık up veya down ile) hızını eksiltmek, yavaşlatmak
- Ağırlaşmak, yavaşlamak, gecikmek
- Yavaşlamak, yavaşlatmak
slow and broad tempo
- Largo
slow and sure
- Ağır ve emin, temkinli