sezgi ne demek?
- Sezme yeteneği, feraset
Kaynana, yaman halk kadını sezgisi ile teşhisi koymuştur.
H. TanerAma sezgi dünyamın büsbütün de yitirişlere yol açmadığını biliyorum.
A. Ağaoğlu - Sezme gücü yerinde olan kimse.
- Gerçeğin deneye veya akla vurmadan doğrudan doğruya kavranması.
- Sezme yeteneği, seziş.
- Deneme ve akıl yürütme sonucu olmayıp doğrudan bilme, anlama ve kavrama, tahaddüs.
- Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi kestirme anıklığı.
- Deney yapmadan ya da usavurmadan bir kavramı, bir genellemeyi doğrudan doğruya anlayıverme.
- Feeling.
- Perception.
- Discernment.
- Acumen.
- Intuition.
sezme
- Sezmek işi.
- Perception, discernment, inkling, sense, percipience, anticipation, divination, flair, insight, precognition.
sezgi merkezci çevre etiği
- Sezgi sahipliği, hissedebilme ve algılayabilme yeteneğinin sahip olunan
sezgici
- Sezgiciliğe ilişkin.
- Intuitionist.