sesi kısılıncaya kadar konuşmak ne demek?
- Talk oneself hoarse.
talk
- Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum.
- Formülü 3MgO.SiO2.H2O olan, pudra, hapların dolgu maddesi ve süzgeç olarak kullanılan çok ince toz halindeki magnezyum metasilikat.
- Doğum ağrısı.
- Talc; talcum.
- Subject of discourse; as, his achievment is the talk of the town.
- Talc.
- The act of giving a talk to an audience; 'I attended an interesting talk on local history' an exchange of ideas via conversation; 'let's have more work and less talk around here' discussion; 'his poetry contains much talk about love and anger' idle gossip or rumor; 'there has been talk about you lately' express in speech; 'She talks a lot of nonsense'; 'This depressed patient does not verbalize' exchange thoughts; talk with; 'We often talk business'; 'Actions talk louder than words'.
- Talcum.
- An exchange of ideas via conversation; 'let's have more work and less talk around here'.
- Discussion; 'his poetry contains much talk about love and anger'.
sesi absorbe eden
- Sound absorbent
sesi aç
- Sesin yükseltilmesi için verilen komut.
- Fade up!, FU.
- Aufblenden!
- Ouvrez!, ouverture de la voie son!
kadar
- Ölçüsünde, derecesinde
- Büyüklüğünde, genişliğinde.
- Dek, değin
- Gibi
- Denli
- Süre belirten bir söz
- Miktarda, derecede
- Gösterme sıfatlarından biriyle bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten bir söz
- As much as.
- As far as.