senin bileceğin iş ne demek?
- Hard cheese.
hard
- Kuvvetli. şiddetli
- Ekşi, ekşimiş, sıkı
- Çok soğuk (mevsim/hava)
- Kalpsiz, şefkatsiz
- Katı, sert, pek
- Nasırlı, sağlam, dayanıklı
- Güç, müşkül, zor, çetin
- Ağır
- Şiddetli, kötü, acı
- Zalim, merhametsiz
senin
- Taşı kazıyıp yonttuklarında dökülen parçaları.
- Your.
- Of you.
- Of thee.
- Thine.
- Yours.
senin hüsnükuruntun
- You flatter yourself.
iş
- Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma
- Bir değer yaratan emek.
- Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev
- Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü.
- Kamu yararına yapılan işler.
- Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma.
- Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek
- İş yeri
- Bir mal veya hizmet üretmek için harcanan emek.
- Tarım, sanayi ve hizmetler gibi çeşitli iktisadi alanlarda yürütülen etkinlikler.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
seninsenin hüsnükuruntunsenin rızana bağlısenin sorumluluğunsenin var mısenineseninkiseninkilerseniseni fişiseni gidi seniseni ilgilendirmezseni ismisensen ağa ben ağasen bilirsinsen dede ben dede, bu atı kim tımar edesen dost kazan, düşman ocağın başından çıkarbilecebilecenbilecenlikbilebile acidbile acidsbile bilebile bile lades