semai ne demek?
- Bir kurala bağlı olmayıp ancak işitmekle öğrenilen (söz).
- Klasik Türk müziğinde iki basit usulden biri.
- Sekizer hece ölçüsüyle yazılmış olan halk şiiri türü.
- (Kar.): Göstermelik perdeden kalktıktan sonra Hacivat'ın söylediği şarkı.
- Bk. Semavi.
Sow; intersperse, scatter; spread; lose, miss.
semavi
- Gökle ilgili, göğe ilişkin
- Gökle ilgili, gökse
- Tanrıdan gelen, ilahi.
- semaya mensup, sema ile ilgili
Celestial.
Firmamental.
Empyreal.
Etheral.
Heavenly.
Supernal.
semai kahvesi
- Karşılıklı olarak birbirlerine semai okuyanların toplandıkları kahve. Şairler kahvesi.
- Halk şairlerinin toplandıkları, sazlı sözlü eğlencelerin yapıldığı, semai, mâni ve türkülerin okunduğu kahve.
sema
- Gök, gökyüzü.
- İşitme, duyma.
- Mevlevi dervişlerinin ney, nısfiye vb. çalgılar eşliğinde, kollarını iki yana açıp dönerek yaptıkları ayin.
- Bk. gök, gökyüzü
- Mevlevilikte musiki eşliğinde icra edilen dönme hareketi.
- Musiki dinleme.
- Felek.
- Asuman.
- İşitmek, kulakla dinlemek.
Heaven.