sebat ne demek?
Kökeni: Arapça
- Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme.
Fakat şu var ki çocuklar arzularında sebat göstermiyorlar.
H. E. Adıvar - Yerinde durma, kımıldamama.
- Sözünden, kararından vazgeçmeme.
- Yerinden oynamamak, dayanmak. Kararlı olmak.
- (bkz. sabit)
- The eleventh month of the ancient Hebrew year, approximately corresponding with February.
- Perseverance.
- Constancy.
- Permanency.
- Fastness.
- Persistence.
- Pertinacity.
- Strenght of purpose.
- Resoluteness.
- Steadfastness.
- Steadiness.
- Stoutness.
- Tenacity.
- Firmness.
- Decision.
- Determinatedness.
- Determination.
- Insistence.
- Patience.
- Stability.
- Stay.
sabit
- Yerinden oynamayan, yerini değiştirmeyen, durağan.
- Gerçekliği tespit edilmiş, kanıtlanmış olan.
- Değişmeyen, hep aynı kalan, önceden ayarlanmış.
- Bk. değişmez
- Bk. dursayı
- Kararlı.
- Kımıldamayan.
- Kanıtlanmış.
- Ünlü Türk şairi.
- Anlaşılmış.
sebat eden
- Persevering.
sebat etmek
- Sözünden veya kararından dönmemek, bir işi sonuna kadar götürmek, direşmek
- To hold fast to one's purpose.
- To show resolution.
- To persevere.
- Hang in.
- Persist.
- Stand.
- Stand one's ground.
- Stand to.