save ne demek?

  1. Kurtarmak
  2. Para biriktirmek veya saklamak

    She is saving money for her vacation. / Tatili için para biriktiriyor.

  3. Kaydetmek, kayda geçirmek
  4. Korumak, saklamak, muhafaza etmek

    He fought to save his homeland. / Anavatanını korumak için savaştı.

  5. Saklamak, tutmak

    I am saving these books for my children. / Bu kitapları çocuklarıma saklıyorum.

  6. (ilah) günahtan kurtarıp bağışlamak
  7. Idare etmek, arttırmak, biriktirmek, tasarruf etmek

    We are trying to save on electricity. / Elektrikten tasarruf etmeye çalışıyoruz.

  8. Engellemek, sayı yapmasını önlemek
  9. Kaybetmemek
  10. Maada, -den baska, gayri, yalnız.
  11. (C.: Sa'vat) Kuyruk sallıyan kuş. (Osmanlıca'da yazılışı: sa've)

kurtarmak

  1. Bir canlıyı bir felaketten, tehlikeden veya zor durumdan uzaklaştırmak
  2. Kurtulmasını sağlamak.
  3. Uzaklaştırmak.
  4. Kazandırmak, yeniden ele geçirmek
  5. Bir şeye zarar gelmesini önlemek
  6. Birinin cezalandırılmasına engel olmak
  7. Bir şeyin değerini karşılamak.
  8. (en)Save.
  9. (en)Set free.
  10. (en)Deliver.

save a person from

  1. Bir insanı-den kurtarmak (tehlike, günah, vb.)

save all

  1. Dosya tümünü kaydet

Türetilmiş Kelimeler (bis)

save a person fromsave allsave appearancessave assave exit setupsave facesave forsave for a rainy daysave livessave onsavsav soyutlayıcısısav sports activity vehiclesavasavab
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın