sanlı ne demek?
- Sanı olan, ünlü.
- Famed.
- Famous.
sanı
- Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap
- Guess.
- Thought.
- Assumption.
- Esteem.
- Supposition.
- Hallucination.
- Feeling.
- Surmise.
- Conjecture.
sanlık
- (Söz sanatı terimi) Kelimeyi tanıtma veya belirtme gibi bir rol oynamak için değil de sırf ona güzellik, kuvvet, parlaklık gibi bir renk vermek için kullanılan sıfat.
- Epithète
san
- Ün, şan, şöhret
- Saygı veya belirtme sözü, unvan.
- Herhangi bir şeyi, neyse o yapan nitelik, kip karşıtı.
- (Derleme.. unvan sıfatı, unvan grubu) Özel addan önce veya sonra kullanılan sıfat görevli ad: Sultan Ahmet, Ayşe Sultan; Hemşire Ayşe, Ayşe Hemşire; Öğretmen Gül, Gül Öğretmen; Paşa Kâzım, Kâzım Paşa; Binbaşı Ali, Ali Binbaşı; Çavuş Hasan, Hasan Çavuş vb.
- Dilek, istek, arzu.
- Şöhret, ün.
- Nişan, alamet, iz.
- "Benzer, andırır" manalarına gelerek birleşik kelimeler yapılır.
- Sağlam ve muhkem yer.
- Esteem.