sancısı tutmak ne demek?
- Birdenbire ve şiddetli bir ağrı gelmek.
İlk kum sancısının nasıl tuttuğunu nakledecekmiş.
Sermet Muhtar Alus - (mecaz) tedirgin olmak
sancısız
- Sancısı olmayan.
- Sıkıntısız.
- Without pain.
sancı
- İç organlarda batar veya saplanır gibi duyulan, nöbetlerle azalıp çoğalan ağrı
- Sıkıntı.
- Karın organlarının düz kaslarının spazmı sonu ortaya çıkan şiddetli ağrı nöbetleriyle belirgin klinik belirti, kolik. Genellikle sindirim kanalı organlarından, kimi olgularda da idrar kanalı enfeksiyonlarından veya idrar yolları taşlarından köken alır.
- Colic, colonic.
- Pain.
- Colic.
- Gripes.
- Stitch.
- Ache.
- Pang.
tutmak
- Elde bulundurmak, ele almak
- Ele geçirmek, yakalamak
- Avlamak
- Yanında bulundurmak, alıkoymak.
- Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek
- Kaplamak
- Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak
- Denetimi ve yetkisi altına almak.
- Hold up.
- Get hold of.