salty ne demek?
- Tuzlu
- Denizi hatırlatan
- Keskin.
- Tuzlu, esprili, açık saçık
tuzlu
- Tuzu olan
- Yapılışında tuz bulunan, tuzu çok olan.
- Çok pahalı.
- Salty.
- Salted.
- Salt.
- Saline.
- Saliferous.
- Brackish.
- Pricey.
salt
- İçinde yabancı bir öge bulunmayan, mutlak.
- İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı.
- Yalnızca
- İçine, kendisine yabancı başka hiç bir şey karışmamış olan ; arı.
- Uygulamayla ilişkisi olmayan bilimler. (Ör.salt matematik.)
- Başka bir yetiye bağlı olmayan. (Ör. Descartes'tasalt anlık duyulara gereksinme göstermeyen, böylece desalt olan bilgiyi sağlar.)salt us (Kant'ta): Deneyden bağımsız, içinde duyudan hiç bir şey bulunmayan us.
- Deriyle ilişkili lenfoid doku.
- Bileyi taşı.
- Skin-associatedlymphoid tissue, SALT.
- Absolute.
salt absorbing cells
- Tuz soğuran hücreler