salon almak ne demek?
- Seat, seat in the livingroom.
salon adamı
- Kadınlı erkekli özel toplantılara katılan, bu gibi yerlerde nasıl davranılacağını iyi bilen ve durumuyla dikkati çeken adam.
- Man about town.
- Man-about-town.
salon aydınlatma ana çevirgeci
- Seyirci salonunun, dinlenme yerlerinin ve seyircinin bulunduğu yerlerin ışıklarını açıp kapayan ana çevirgeç.
- House board, house switch-board.
- Jeu d'orgue pour la salle
almak
- Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak
- Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak.
- Birlikte götürmek.
- Satın almak
- Ele geçirmek, fethetmek
- İçine sığmak.
- Kabul etmek.
- Kendine ulaştırılmak, iletilmek.
- Bk. çevirmek
- Take.