sakalına ak düşmek ne demek?
- Sakalı ağarmaya başlamak, yaşlanmak: Düşük siyah bıyıklarına, sakalına pek az kır düşmüş olan Selim Paşa, karısından çok genç görünüyordu. -H. E. Adıvar.
sakalı
- Saka hastalığına tutulmuş
sakalı değirmende ağartmak
- Yaşlandığı halde bir şey öğrenmemiş olmak, bilgisiz olmak.
ak
- Duru, lekesiz, beyaz (ten için)
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı.
- Bu renkte olan
- Beyaz leke.
- Temiz.
- Dürüst.
- Sıkıntısız, rahat.
- Alnı açık, namuslu, asil
- Bazı şeylerde beyaz bölüm.
- Abbreviation for Astigmatic Keratotomy.
düşmek
- Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
- Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek
- Yere devrilmek, yere serilmek.
- Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak.
- Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak.
- Yağmak.
- Vurmak, değmek, rastlamak
- Vakti gelmeden ölü doğmak.
- Sâkıt olmak, sukut etmek.
- Arkasından gitmek, peşini bırakmamak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
sakalısakalı değirmende ağartmaksakalı saydırmaksakalıksakalım yok ki sözüm dinlensinsakalsakal bırakmaksakal kılısakal oynatmazsakalanakak ağaak akçeak akçe kara gün içindirak alemak alınlıak alınlı büyük kazak alınlı kuşak alınlı küçük kazak alinli kusaa 1a alfa lipoproteinemia b basımıa b c basımı