sınırlı ne demek?
- Sınırı olan, bir sınırla ayrılmış olan, hudutlu.
- Sınırlanmış, belirlenmiş, belirli
Bizim divan edebiyatımızın da, halk edebiyatımızın da konuları sınırlıdır.
N. Cumalı - Az miktarda
Sınırlı hoca aylığının yarısını her ay kitaplara yatırır.
H. Taner - Terimleri sayısı verilen bir N sayışımdan küçük olan bir kümenin bu niteliği.
- Terimleri sayısı verilen bir N sayışımdan küçük olan bir kümenin bu niteliği.
Limited.
Restricted.
Determinate.
Contracted.
Finite.
Measurable.
Narrow.
Parochial.
Scant.
Scanty.
Scarce.
Slender.
Stinted.
Strait.
Close.
Qualified.
Bounded by.
Definite.
Local.
Niggardly.
Endlich
Fini
sınırlı analitik fonksiyonların teklik teoremi
- "Birim dairede analitik ve sınırlı f(z) fonksiyonu, z noktası daire üstündeki pozitif ölçümlü bir kümenin noktalarına yarıçaplar yönünde yaklaştığında sıfır değerleri alırsa, f(z) = 0 dir," önermesi.
sınırlı basım
- Belli bir amaçla, belli sayıda yapılan basım. (Bu tür basımlarda genel olarak çok iyi ve pahalı kâğıt ve cilt göze çarpar. Sayı, çok ender olarak 1500'ü aşar ya da 10-15'e düşer; genel olarak 200-500 arasında değişir. Çoğunlukla her sayı numaralanmıştır.)
Limited edition.