sıfat ı tavsıfiyye ne demek?
- Bk. nitelik sıfatı
nitelik sıfatı
- Varlıkları durum, biçim, renk vb. bakımlardan niteleyen sıfat: Sonra Türk kumandanının daha toz konmamış olan yumuşak ve geniş koltuğuna yerleşti. (Ö. Seyfettin, Beyaz Lâle, s. 150). Uzun ve uzak gurbetlerde zannedildiğinden çok fazla kaybeder; ilk kazançlarının değeri düşer (A. H. Tanpınar, Yaşadığım Gibi: Türk Şiirinde Büyük Ürperme, s. 293). Çöl gecesinin soğuk karanlığı içinde dizi dizi ampul ışıklarına doğru yaklaşıyoruz (F. R. Atay, Gezerek Gördüklerim: Dicle Üstünde Bağdat, s. 69). Bu seste insanı küçük hesaplardan, hırslardan ve dertlerden utandıran bir şeyler vardı (T. Buğra, Dönemeçte, s. 5). Hasta evvelâ, muğlâk ve meçhul, gizli ve karışık düşüncelerin baskısı altında kısılmız zekâkısının hayreti bir şey anlatmak istiyor, fakat kendi de anlatamıyordu (P.Safa, Şimşek, s. 229). Burada büyük millet asîl ve mağdur çehresiyle bakıyor, ıslak gözleriyle yardım istiyor zannediyorum ve bu beni evvelkinden daha derin ürpermelerle sarsıyor, sarsıyor (R. N. Güntekin, Acımak, s. 48) vb.
- Qualificative adjective.
- Adjectif qualificatif
sıfat
- Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği
- Bir ismi, nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımından niteleyen, belirten kelime, ön ad.
- Yüz, kılık ve dış görünüş
- Bk. sıfat
- (Derleme.. san, ulak, katmaç) Bir adı niteleyen veya belirten sözcük: Beyaz ev, güzel çocuk, beş gün, bu kitap, hangi kız, bazı olaylar vb.
- Bk. öznitelik
- Bk. yüklenç
- Tabi tohumlama.
- Bir kimse veya şeyin hal ve vasfı, keyfiyeti.
- (Sıfat. C.) Sıfatlar, vasıflar. (Osmanlıca'da yazılışı: sıfât)
sıfat zamir
- Bazı dillerde zamir gibi kullanılan ve bir sıfatla bir zamirden ibaret olan takım. Fransızca celuici, chacun gibi.
- Adjectif - pronom
ı
- İzolösin amino asit.
- Hipoksantin.
- İyot.
- İnozin.
- İyonik kuvvet.
- Elektrik akımı.
- İyodun simgesi.
- Eylemsizlik momenti.
- İyonik şiddet.
- I-, iyodür iyonunun simgesi. (II)