redound on ne demek?
- Etkilemek
- -e yansımak
etkilemek
- Etkiye uğratmak, tesir etmek
- Karşısındaki kişiyi kendi duygu ve istekleri doğrultusuna yöneltmek.
- Turn smb.'s head.
- Affect.
- Influence.
- Impress.
- Thrill.
- Touch.
- Turn.
- Glamor.
redound
- Kazandırmak, iyi etkilemek
- Sonuçlanmak, gerilemek
- Arttırmak, yararı olmak
- Neticelenmek
- Gerektirmek, vesile olmak
- Netice.
redouble
- Iki katına çıkarmak, yeniden katlamak, iki katına çıkmak
- Iki misline çıkarmak
- Tekrarlamak
- Yansılamak
- Iki misli olmak
- Tekrarlanmak aksetmek
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
- -one.
- Deca-.
- In progress; proceeding; as, a game is on.
- In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
- With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
- Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
redoundredoubleredoublerredoubtredoubtableredoubtedredoredo catalogredoksredoks çiftiredoks elektroturedred admiralred and green systemred antred armyonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak