etkilemek ne demek?
- Etkiye uğratmak, tesir etmek
Toplumu etkileyen olaylara herkes kendi yorumunu katıyor.
N. Cumalı - Karşısındaki kişiyi kendi duygu ve istekleri doğrultusuna yöneltmek.
- Turn smb.'s head.
- Affect.
- Influence.
- Impress.
- Thrill.
- Touch.
- Turn.
- Glamor.
- Glamour.
- Cast a spell on.
- Catch up.
- Concern.
- Dictate.
- Enamor.
- Enamour.
- Enthral.
- Enthrall.
- Grip.
- Impinge.
- Imprint.
- Inthral.
- Lead.
- Militate.
- Operate.
- Prepossess.
- Reach.
- Smite.
- Colour.
- Fascinate.
- Govern.
- Manipulate.
- Move.
- Possess.
- Predispose.
- Prejudice.
- Shape.
- Strike.
- Sway.
- To affect.
- To colour.
- To influence.
- To impress.
- To fascinate.
- To move.
- To sway.
- To have influence on.
- To effect.
- Attract.
- Grab.
- Import.
- Impose.
- Leaven.
- Overwhelm.
- Pierce.
- Register.
- Set off.
- Strike home.
- Touch the heart of.
- Work.
- Work upon.
etkileme
- Etkilemek işi, tesir.
- Exercise of influence.
- Impress.
- Action.
- Affection.
- Impact.
etkileme sabuklaması
- Gerçeklere aykırı olarak kişinin başkalarının kendi üzerinde uygunsuz etkiler yapmakta olduğu yolundaki inancı.