rampa ne demek?
- Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü
Tren, rastgele bir yerlere gidiyor, rampalarda, küçük istasyonlarda saatlerce duruyordu.
R. N. Güntekin - Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek veya boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set.
- Bir vagonu raya sokmak veya raydan çıkarmak için kullanılan araç.
- Füzelerin havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek.
- Bir geminin bir başka gemiye, dubaya, iskeleye veya sala değecek biçimde yanaşması.
- İki ağacı veya takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, uçları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk.
- Fr. İki geminin birbirine veya bir geminin iskeleye yanaşıp bitişmesi.
- Ramp.
- Access ramp.
- Gradient.
- Upgrade.
- Loading ramp.
- Loading platform.
- Platform.
- Rising ground.
- Slope.
- Incline.
- Grade.
- Sidling up to.
- Handgrapnel.
- Boarding.
- Landing.
- Ascent.
- Railway grade.
- Bank.
- Ascending gradient.
- Rise.
- Haulage incline.
- Elevated approach.
rampa etmek
- Taşıt bir yere, bir şeye ya da bir başka taşıta yanaşmak.
rampacı
- Deniz savaşlarında, borda bordaya savaşıldığında karşı gemiden gelen saldırıları önleyen veya düşman gemisine atlayıp savaşan er
- Eski deniz muharebelerinde yakından dövüşerek zabtedilmek istenilen bir düşman gemisine hücumla borda bordaya gelindiği sırada düşman gemisindeki askerlerin vuku bulacak hücumunu menetmek için güverteye yayılan silahendazlar.