quickest ne demek?
- En hızlı
- Çabuk, hızla, hızlı, şipşak, seri, tez, atik, hazır, kıvrak, keskin, süratli, hassas, canlı, yaşayan, hayat dolu, alevli (ateş), sıcak (ocak), madenli
en
- Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı.
- Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret.
- Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime
- Bir filmin iki kenar arasında kalan, filmlerin çeşitlerine göre değişen ve filmlerin boylarını belirleyen uzunluğu.
- Erime noktasının kısaltılmış şekli.
- Hlk. Hayvanların kulaklarına vurulan damga.
- Bk. genişlik
- This must not be confused with -en corresponding in Old English to the AS.
- Infinitive ending -an.
- See Em.
quicken
- Neşelenmek, hayat bulmak
- Şevke getirmek
- Hareketlendirmek, hayata döndürmek
- Canlandırmak, diriltmek
- Tembih etmek, uyandırmak
- Hızlandırmak, çabuklaştırmak
- Neşelendirmek, heveslendirmek
- Canlanmak, dirilmek, zindeleşmek
- Rahimde hayat belirtisi göstermek
- Hızlanmak.
quicken ones pace
- Adımlarını hızlandırmak, pergelleri açmak
- Adımlarını hızlandırmak, pergelleri açmak (Yazılışı: quicken one's pace)