quick ne demek?
- Hızlı
- Çabuk, seri
- Tez, süratli
- Çabucak, süratle, hemen
- Canlı, can alıcı nokta, can evi, öz
- Keskin, anlayışlı
- Işlek, faal
- Tez elden
- Titiz, çabuk kızan
- Gebe, hamile
- Eski hayatta, canlı, diri
- Tırnak altındaki hassas et
- His
hızlı
- Çabuk, seri, süratli
- Güç kullanarak, şiddetle.
- Yüksek sesle.
- Çabucak.
- Uçarı, çapkın, hovarda.
- Çabuk, sür'atli.
- Quick.
- Fast.
- Rapid.
- Speedy.
quick action
- Çabuk, hızlı
- Hızlı
quick and lively
- Allegro