provoked ne demek?

  1. [provoke] kışkırtmak, tahrik etmek, kızıştırmak, sebep olmak, üstüne varmak, çıkarmak, neden olmak, uyandırmak (merak vb.), kızdırmak
  2. KışŸkırtılan

provoked ovulation

  1. Provoke ovulasyon

provoke

  1. "Kışkırtmak" anlamındaki provoke etmek birleşik fiilinde kullanılır.
  2. (en)To appeal.
  3. (en)[A Latinism] provide the needed stimulus for call forth; 'Her behavior provoked a quarrel between the couple'.
  4. (en)Call forth ; 'arouse pity'; 'raise a smile'; 'evoke sympathy'.
  5. (en)Call forth; 'Her behavior provoked a quarrel between the couple'.
  6. (en)Provide the needed stimulus for.
  7. (en)Annoy continually or chronically; 'He is known to harry his staff when he is overworked'; 'This man harasses his female co-workers'.
  8. (en)To cause provocation or anger.
  9. (en)To annoy someone and make the person angry.
  10. (en)To challenge; to summon; to stimulate to action; to induce by motive; to call forth.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

provoked ovulationprovokeprovoke an incidentprovoke ovulasyonprovokerprovokasyonprovokatifprovokatörprovokatör ajanprovokatör ajanlarprovoprovocateurprovocationprovocativeprovocatively
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın