provoke ne demek?
- "Kışkırtmak" anlamındaki provoke etmek birleşik fiilinde kullanılır.
- To appeal.
- [A Latinism] provide the needed stimulus for call forth; 'Her behavior provoked a quarrel between the couple'.
- Call forth ; 'arouse pity'; 'raise a smile'; 'evoke sympathy'.
- Call forth; 'Her behavior provoked a quarrel between the couple'.
- Provide the needed stimulus for.
- Annoy continually or chronically; 'He is known to harry his staff when he is overworked'; 'This man harasses his female co-workers'.
- To cause provocation or anger.
- To annoy someone and make the person angry.
- To challenge; to summon; to stimulate to action; to induce by motive; to call forth.
- Kışkırtmak, tahrik etmek, kızıştırmak, sebep olmak, üstüne varmak, çıkarmak, neden olmak, uyandırmak (merak vb.), kızdırmak
- Kızdırmak, sinirlendirmek, öfkelendirmek
- Harekete geçirmek
- Dürtmek, teşvik etmek, tahrik etmek
- Sebep olmak
provoke an incident
- Olay çıkarmak
provoke ovulasyon
- Kedi ve tavşanlarda görülen, çiftleşme veya çiftleşme yerine geçen vajinal, servikal uyarımlar sonucu biçimlenen yumurtlama.
- Provoked ovulation.