provocatively ne demek?
- Tahrik ederek
tahrik
- Cinsel isteği, duyguları uyandırma.
- Bir kimseyi kötü bir iş yapması için ileri sürme, kışkırtma.
- Yola çıkartma, hareket ettirme, kımıldatma.
- Bk. kışkırtma
- Atlarda, bağırsaklarda patolojik vaziyet değişimi sonucu oluşan sancılar.
- Kımıldatma. Kımıldatılma. Yerinden oynatma. Hareket ettirme.
- Turning on.
- Excitation.
- Incitement.
- Instigation.
provocative
- Neden olan
- Bkz. provokatif
- Kışkırtıcı, tahrikçi, provokatör
- Tahrik edici, etkileyici
- Kızdırıcı, sinirlendirici
- Çekici, cazip
- Tahrik edici kimse veya şey
provocativeness
- Kışkırtıcılık
- Tahrik edicilik