pratik bir valiz seti görmek istiyorum. ne demek?
- Practical: i would like to see a practical set of luggage.
pratik
- Teoriye dayanmayan, davranış ve uygulama ile ilgili olan, kılgılı, uygulamalı, tatbikî, amelî.
- Kolaylıkla uygulanabilir, kullanışlı
- Bir şeyi yapma yöntemi veya biçimi, teamül.
- Bir sanat ve bilim dalının ilkelerinin, kurallarının uygulanışı, kılgı, uygulama, tatbik, ameliye.
- Uygulamalı
- Pragmatic.
- Application.
- Practical experience/skill/knowledge.
- Capable of being put into practice in everyday life.
- Useful.
pratik dersler
- Bk. uygulamalı dersler
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
valiz
- Genellikle yolculukta içine çamaşır vb. eşya konulan küçük el bavulu
- Suitcase.
- Case.
- Valise.
- Traveling bag.
- Baggage.
- Luggage.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
pratikpratik derslerpratik eğitimpratik işpratik mükemmelleştirirpratik olarakpratik olarak hiççözünmezpratik olmamapratik olmayanpratik sanat okulupratiği olmayanpratiğini yitirmemekpratiğini yitirmişpratpratepraterpratfallbirbir abam var atarım, nerede olsam yatarımbir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardırbir açıdabir açida ilerlebir adama kırk gün ne dersen o olurbir ağaçta gül de biter, diken debir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk dabir ağız dolusubir ağızdanbibi eyyi halbi gayri hakkın mal edinmebi hadbi haseb il verase