port ne demek?
- Giriş yeri
- Liman, iskele
- Sığınacak yer
- Liman şehri
- Geminin sol veya iskele tarafı
- Dümeni iskeleye kırmak
- Bağlantı kapısı.
- Gemi lombarı, lombar kapağı, lomboz.
- Geminin sol yanı.
- Kapı (bilgisayar)
- Tüfek veya başka bir silâhın omuzdaki duruşu
- Duruş
- Fl tufeği namlusu sol omuza doğru olmak üzere eğri vaziyette tutmak.
- Porto şarabı, genellikle koyu kır mızı renkte olan tatlı şarap.
- Entry point for goods or passengers; city with a port; left-hand side (in ships or airplanes); interface for connecting external devices to a computer (Computers); transfer of a program from one platform to another (Computers).
giriş
- Girme işi veya biçimi
- Bir yapıda içeri geçilen yer, methal, antre.
- Bir eserin konusunu tanıtarak kolay kavranmasını sağlayan, ön sözden sonra yer alan bölüm, methal.
- Bir anlatımda gelişme bölümüne hazırlık yapmayı sağlayan bölüm, girizgâh.
- Bir bilime hazırlık amacıyla yazılan eser.
- Bir müzik parçasında baştaki bölüm, methal.
- Bkz. port, ağız
- Bir organ ya da bir yapının içine giriş kapısı
- Parmak izi, avuç izi veya olay yeri izinin optik tarayıcı vasıtasıyla taranarak, sonraki işlemler için geçici olarak OPTES'e alınması, tarama.
- Bk. filmgirişi
port address
- Bağlantı noktası adresi
port address translation
- Pat