policeman on point duty ne demek?

  1. Kavşak trafik polisi, belli bir noktada görev yapan polis

policeman

  1. Polis, zabıta memuru, asker karınca
  2. Polis ,zabıta memuru.

policeman bird

  1. Muhbir

on

  1. Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
  2. Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
  3. Dokuzdan bir artık.
  4. Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
  5. (en)-one.
  6. (en)Deca-.
  7. (en)In progress; proceeding; as, a game is on.
  8. (en)In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
  9. (en)With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
  10. (en)Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.

point

  1. Işaret etmek, göstermek
  2. Yöneltmek
  3. Hedefe nişan almak
  4. Duvar taşları arasını çimento ve harç ile doldurmak
  5. Ucunu sivriltmek
  6. Hareketsiz durup avın yerini göstermek(av köpeği),ferma etmek.point at parmakla işaret etmek
  7. Tüfeğin namlusunu hedefe çevirmek.point a gun tüfekle nişan almak
  8. Sivri uç,burun denize uzanan burun
  9. Nokta
  10. Sivri uçlu şey

Türetilmiş Kelimeler (bis)

policemanpoliceman birdpolicemenpolicepolice academypolice actionpolice blotterpolice boatonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın