perişan etmek ne demek?
- Dağıtmak, düzenini bozmak.
- Acınacak duruma getirmek.
Sonra, fena ruhlu güzel yüzün de insanı perişan eden sihrini de inkâr etmeyeceğim.
S. F. Abasıyanık - Scatter, bring to ruin, desolate, drag down, prostrate.
perişan görünmek
- Be a sight, look a sight.
perişan halde
- Under the harrow, at a low ebb.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
perişan görünmekperişan haldeperişan halde olmakperişan hissetmekperişan kılıklıperişanperişan olmakperişan olmuşperişanhatırperişanıperiperi bacasıperi gibiperi hastalığıperi hissini verenetmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme