pergelleri açmak ne demek?
- Uzun adımlarla yürümek.
- Tkz. uzun adımlarla yürümek: Kalem Şakir düştü peşine, öylesine açmıştı ki pergelleri, koridorun ortasında yakaladı. -R. Ilgaz.
- Step out, quicken one's pace.
uzun
- İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı.
- Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren
- Ayrıntılı, derinlemesine
- Long.
- Tall.
- Lengthy.
- Extended.
- Prolonged.
- Maxi.
- Far-off.
pergelleme
- Pergellemek eylemi.
pergellemek
- Pergelle ölçmek.
- To measure (something) with a pair of compasses.
- To pace (a distance) off, measure (a distance) by pacing it off.
- To think (something) through very carefully, consider all the angles of (a matter).
açmak
- Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
- Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak
- Engeli kaldırmak.
- Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak
- Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak.
- Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak.
- Çevresini genişletmek.
- Birbirinden uzaklaştırmak.
- Almacı çalıştırmak için düğmeye basmak ya da düğmeyi çevirmek.
- Offer.