uzun ne demek?
- İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı.
- Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren
Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece.
Âşık Veysel - Ayrıntılı, derinlemesine
Uzun düşündüğünü unuttuğu ve düşüncelerinin yönünü kaybettiği bir anda yemeğe çağırdılar.
H. E. Adıvar Long.
Tall.
Lengthy.
Extended.
Prolonged.
Maxi.
Far-off.
Faraway.
Interminable.
Prolix.
Long-.
Maxi-.
Macro-.
Spindly.
Tail.
Baguette.
Great.
Tagliatelle.
uzun açınık
- Bkz. Açınık.
uzun adım
Stride.