ortalığı götürmek ne demek?
- Kaplamak: O gün de bir yağmur yağmıştı, ortalığı sel götürmüştü ya, o gün işte. -S. F. Abasıyanık.
ortalığı birbirine katmak
- Kargaşa çıkarmak.
- Send things flying.
ortalığı gürültüye boğmak
- Kick up a shine.
götürmek
- Taşımak, ulaştırmak veya koymak
- Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek.
- Bir şeyi yakından uzağa götürmek.
- Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek.
- Öldürmek.
- Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek.
- Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek.
- Bir sonuca vardırmak
- Take.
- Carry.