elverişli ne demek?
- Uygun, işe yarayan, müsait
Halim'e, içinde bulunduğu zor ve ezici durumdan kurtulmak için bundan daha elverişli bir fırsat çıkmazdı.
A. İlhan - İşe yarayan, ergonomik
Suitable.
Convenient.
Sufficient.
Favourable.
Practicable.
Opportune.
Adequate.
Auspicious.
Practical.
Propitious.
Prosperous.
Streamlined.
Susceptible.
Right.
Satisfactory.
Strategic.
Convenable.
Economic.
Effective.
Efficient.
Eligible.
Handy.
Ready made.
Serviceable.
Usable.
Workable.
elverişli nokta
Coign of vantage.
elverişli olmak
Lend itself to.