nurture ne demek?
- Yetiştirmek
- Besleyen şey, gıda
- Terbiye
- Bakıp büyütme
- Beslemek, bakıp büyütmek
- Terbiye etmek
yetiştirmek
- Yetmesini sağlamak
- Söylenmemesi gereken bir şeyi hemen söylemek
- Birini, bir şeyi gitmekte veya gitmek üzere olan bir kimse veya şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak.
- Vaktinde hazır olmasını sağlamak, tamamlamak, bitirmek.
- Birini gerekli bir iş için tam zamanında bir yere götürmek.
- Üretmek, büyütmek, geliştirmek
- İletmek, duyurmak
- Sağlayıp vermek
Groom.
Grow.
nurtured
- Büyütülmüş
- Bağrına basılmış
- Gelişmesine yardımcı olunmuş
- Bakılmış, beslenmiş
nurturer
- Büyüten kimse
- Bakıp gözeten kimse
- Besleyen kimse