nikahsız eş ne demek?
- Common wife, concubine.
common
- Halkın ortak malı olan yer
- Halka açık yer, park, meydan
- Genel, yaygın, umumi, umuma ait
- Ortak, müşterek
- Evrensel
- Adi, bayağı, kaba
- Alışılmış, mutat
- Genel park veya otlak
- Bir kimsenin başkasının toprak veya suyu üzerinde hak iddia etmesi
nikahsız birlikte yaşamak
- Live in sin.
nikahsız birliktelik
- Common marriage, concubinage.
eş
- Bkz. döleşi
- Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzer
- Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika
- Birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri.
- İkişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda, ortak oynayan iki kişiden her birinin öbürüne göre durumu, partner.
- Kuma, ortak.
- Arkadaş.
- Etene.
- Dölütle dölyatağını birbirine birleştiren, doğum sırasında çocuktan sonra çıkan; halk arasında çocuklaeş tutulan, bu nedenle çocuğun yazgısını, karakterini, gelecekteki işini etkileyeceği inancıyla birtakım geleneksel ve büyüsel işlemlerden geçirilen zar.
- Equal.