nezaretli ne demek?
- Görünüşlü, görüntüye sahip, manzaralı
Yüksek, havadar, nezaretli bir ev.
S. M. Alus
nezaret
- Bakma, gözetme, gözetim.
- Gözaltı. Güvenlik kuvvetlerince belli bir süre, belli bir yerde alıkonma.
- Nezarethane
- Bakanlık.
- Görü.
- Gözetim. ~ makamı: gözetim katı, gözetim orunu.
- Bk. gözetim
- (Nedaret) Tazelik. Parlaklık. Letafet.
- (Nazar. dan) Bakmak, seyir, bakış.
- Custody.
nezaret altında
- On probation.