nabzını ölçmek ne demek?
Feel smb.'s pulse.
feel
- Hissetmek
- Dokunmak
- Gibi gelmek
- (felt- felt)
- Yoklamak, duymak, sezmek, anlamak
- Duymak
- Elleri ile yoklamak
- Ellemek, el sürmek
- Anlamak, görünmek, hissini vermek, intiba uyandırmak
- Dokuma hissi, temas, dokunum
nabzını saymak
- Bir dakikadaki yürek vuruşunu saymak.
nabzını tutmak
- Nabzını saymak için bileğini tutmak.
ölçmek
- En, boy, hacim, süre gibi nicelikleri kendi cinslerinden seçilmiş bir birimle karşılaştırıp kaç birim geldiklerini belirtmek
- Aşırı olmamasına dikkat etmek, kontrol etmek
Perambulate.
Plumb.
Take the range.
Measure.
Survey.
Clock.
Evaluate.
Gage.