muvazat ne demek?
- Koşutluk, paralellik.
- (Veyz. den) Mukavemet, dayanma.
- Bk. koşutçuluk
koşutçuluk
- Kişide, ruhsal ve bedensel olaylar arasında koşutluk bulunduğunu ileri süren öğreti, paralelizm.
- Zihin ile bedenin aynı zamanda görev yapmalarına karşın aralarında herhangi bir ilişki bulunmayan iki ayrı varlık olduğunu, ruhsal olaylar ile bedensel olayların birbirini hiç etkilemeyen karşılıklı iki dizi biçiminde oluştuğunu ileri süren öğreti.
- Parallelism.
muvazaa
- Danışık, danışıklık.
- Danışık. ~ lı muâmele: danışıklı işlem (karş. zâhirî muâmele).
- Bk. danışık
- Bir mes'elede bahse girişmek.
- Collusion danışık.
- Danışıklık.
- Collusion.
- Simulation.
- Disfigurement.
- Falsity.
muvazaalı
- Danışıklı.
- Feigned.
- Fictitious.
- Collusive.
- Collusory.
- Disputed.