muvazaa ne demek?
- Danışık, danışıklık.
- Danışık. ~ lı muâmele: danışıklı işlem (karş. zâhirî muâmele).
- Bk. danışık
- Bir mes'elede bahse girişmek.
- Collusion danışık.
- Danışıklık.
- Collusion.
- Simulation.
- Disfigurement.
- Falsity.
- Falsification.
- Fictitious bargain.
- Colourable transaction.
danışık
- Olmayan bir durumu varmış gibi göstermek veya olduğundan başka anlatmak için önceden yapılan anlaşma, muvazaa.
- Gerçek güceriye (iradeye) uygun olmayan bildiride bulunmak için birden çok kişilerin bir türe işleminde oybirliğine varmış olmaları.
- Simulation, fictitious transaction.
- Simulation
muvazaalı
- Danışıklı.
- Feigned.
- Fictitious.
- Collusive.
- Collusory.
- Disputed.
muvazaalı eczane
- Feigned pharmacy.
Yorumlar
"Danışıklı döğüş," mecazi anlam veya tam karşılığı.
Örn. Hukukta Muvazaalı boşanma suçtur ama, tellenmediği (yayılma, dile gelme, ifşa) takdirde sorun yok.
Mesela "Koca" borçluysa; Boşanır ve Başka Yerde Yaşıyor Gösterir Kendini ve İcradan kurtulur.
İfşa olursa "Muvazaalı boşanma" denir.