mutlaka görürsün ne demek?
- You can't miss it.
mutlaka
- Kesinlikle
- Ne olursa olsun, her halde, illa.
- Bound to.
- Necessarily.
- Regardless.
- Surely.
- Absolutely.
- Without fail.
- By all means.
- That's for certain.
mutlak
- Salt
- Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık.
- Kesin olarak, kesinlikle, mutlaka.
- Bk. saltık
- Saltık, salt. ~ butlân: çürüklük (Nichtigkeit, nullité) (karş. nisbî butlân).
- Sade, saf, tam, karışımsız olan, absolüt.
- Salıverilmiş. Itlak olunmuş. Serbest.
- Peremptory.
- Positive.
- Sure.