muhtaçlar ne demek?
Have nots.
have
- Kabul etmek
- Göz yummak, aldatmak
- Dolandırmak
- Zorunda olmak, bulunmak
- Haiz olmak
- Malik olmak
- Buyurmak
- Anlamak, bilmek
- İzin vermek
- Doğurmak
muhtaçlık
- Bakmaya mecbur olduğu aile bireylerini veya kendisini geçindirmeye yetecek geliri, malı, kazancı olmayanların içinde bulunduğu durum.
Need, neediness.
muhtaç
- Bir şeye gereksinim duyan.
- Yoksul, fakir (kimse)
- Bakmaya mecbur olduğu aile bireylerini veya kendisini geçindirmeye yetecek geliri, malı, kazancı bulunmayan.
Needy.
In need.
Dependent.
Beggarly.
Destitute.
Indigent.
Necessitous.