muhtaç ne demek?
- Bir şeye gereksinim duyan.
- Yoksul, fakir (kimse)
Muhtaç hemşehrilerin bir kısmı etrafımda dolaşmaya, bana kur yapmaya başladılar.
R. N. Güntekin - Bakmaya mecbur olduğu aile bireylerini veya kendisini geçindirmeye yetecek geliri, malı, kazancı bulunmayan.
- Needy.
- In need.
- Dependent.
- Beggarly.
- Destitute.
- Indigent.
- Necessitous.
- Straitened.
- Straitened for.
- Hard up.
- Have a weak chest.
- Deprived.
- Dependant.
- Sb / sth in need of.
- Wanting.
- Poor.
muhtaç etme
- Pauperization.
muhtaç etmek
- Birini, gereksinim duyduğu bir şeyi başkasından sağlamak zorunda bırakmak.
- Pauperize.