muhakkak ne demek?
- Doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş
Muhakkak olan bir şey varsa, herkese benzemediği idi.
H. TanerYalnız muhakkak olan bir şey varsa o da, Orhan'ın bana fena hâlde âşık olduğudur.
N. Hikmet - Yüzde yüz, kesinlikle.
Eski terbiyeyi bilmesi de muhakkak tesirli oluyordu.
R. H. KarayHer birinin muhakkak bir yakın arkadaşı vardır.
E. Şafak - Sülüs yazının yatkın ve yatay bölümleri daha uzun olan türüne verilen ad.
- (Hakk. dan) Hakikatı ve gerçeği belli olmuş. Tahkik edilmiş. Doğru.
- Certain.
- Sure.
- Doubtless.
- Sure as death.
- Infallible.
- Safe.
- Certainly.
- Absulutely.
- Surely.
- Sure enough.
- Indubitable.
- Undoubtedly.
- For certain.
- Indisputable.
- By all manner of means.
- Unassailable.
- Unquestionable.
- Unquestioned.
muhakka
- Çekişme.
muhakkar
- Hakir görülen. Hakarete uğramış.