met ne demek?
- Kabarma
Bir met zamanı gökyüzü kurşunla örtülü / Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi.
Y. K. Beyatlı - Çelik çomak oyununda kullanılan değnek parçası.
- Bu oyunda kullanılan, 10-15 cm uzunluğundaki değnek.
- Bk. kabarma
- Bk.Metiyonin
- Uzun ve yüce olmak.
- Flow.
- Tide.
- High tide.
- Flood-tide.
- High water.
- The incoming tide.
- Flux.
- Flood tide.
- The coming in of the tide.
- Flood.
- Full.
- Meteorology.
- Mission Elapsed Time, Mission Event Timer, or Mobile Equipment Transporter The Apollo 14 transporter was a 2 wheeled rickshaw vehicle used to carry tools, containers, spare film, etc.
- Mission Elapsed Time Begins at launch and counts up All SRTM events are keyed to this time.
- Old name for CET time.
- Generic name for the entire Melbourne public transport system and the trading name of the MTA/PTC Apart from 'Metcard', it fell into official disuse when the public transport system was broken up in the late 1990s, but remains a handy term.
- Abbreviation for metallic.
- Other; duplicate, corresponding to; resembling; hence, metameric; as, meta-arabinic, metaldehyde.
- That two replacing radicals, in the benzene nucleus, occupy the relative positions of 1 and 3, 2 and 4, 3 and 5, 4 and 6, 5 and 1, or 6 and 2; as, metacresol, etc.
- See Ortho-, and Para-.
- Having less than the highest number of hydroxyl groups; - - said of acids; as, metaphosphoric acid.
- Also used adjectively.
- Meteorological.
- Metabolic equivalents.
- Memory Enhancement Technology Hewlett-Packard's technology which effectively doubles a printer's standard memory through a variety of font and data compression methods.
- Matra Ericsson Telecomm.
- Multidisciplinary Evaluation Team.
- Multiple employer trust See MEWA.
- Mead.
- Methionine.
- Meet, meta önek değişmiş.
- Görüşme yapmak, karşılaşmak, rastlamak, toplanmak, bulmak, tanışmak, görüşmek, buluşmak, karşılamak, kavuşmak, başına gelmek, uğramak, yerine getirmek
kabarma
- Kabarmak işi.
- Duygulanma
- Kendini üstün görme, büyüklük taslama.
- Ay ve güneşin çekim etkisiyle, büyük denizlerde suların yükselmesi, met.
- Daha çok anadeniz kıyılarında, Ayın o kıyının öğlen çemberi üzerinden geçtiği sırada, deniz düzeyinde başlayan ve kıyıya doğru bir akıntı oluşturan yükselme.
- Bir filmin üzerinde fazla sıcak ya da gerilme yüzünden oluşan çıkıntı ve çukurlar.
- Intumescence.
- Flood-tide.
- Buckling.
- Rising.
kabarma
- Kabarmak işi.
- Duygulanma
- Kendini üstün görme, büyüklük taslama.
- Ay ve güneşin çekim etkisiyle, büyük denizlerde suların yükselmesi, met.
- Daha çok anadeniz kıyılarında, Ayın o kıyının öğlen çemberi üzerinden geçtiği sırada, deniz düzeyinde başlayan ve kıyıya doğru bir akıntı oluşturan yükselme.
- Bir filmin üzerinde fazla sıcak ya da gerilme yüzünden oluşan çıkıntı ve çukurlar.
- Intumescence.
- Flood-tide.
- Buckling.
- Rising.
met cezir
- Ebb and flow, flux and reflux, tide.
met dalgası
- Tidal wave.