mazeret uydurmak ne demek?
- Concoct an excuse.
concoct
- Uydurmak, uyduruvermek
- Tertip etmek, yapmak
- Karıştırmak, hazırlamak
- Birbirine karıştırarak hazırlamak
- Kurmak (hikaye, yalan)
mazeret
- Kendini veya başka birini özürlü göstermek için ileri sürülen sebep, özür, bahane
- Bir kimseyi özürlü gösteren durum veya olay.
- Bir şeyden kurtulmak veya kaçınmak için ileri sürülen gerekçe, bahane.
- Özür.
- Elde olmadan suç, kabahat işleme. (Osmanlıca'da yazılışı: ma'zeret)
- Excuse.
- Apology.
- Justification.
- Alibi.
- Allegation.
mazeret bulmak
- Içinde bulunulan durumu açıklayacak bir sebebi ortaya koymak
- Bkz. bahane bulmak
uydurmak
- Uymasını sağlamak
- Hayal gücünden yararlanarak gerçek dışı bir şey söylemek, yakıştırmak
- Elde etmek, sağlamak, bulmak.
- Cinsel birleşmede bulunmak, becermek.
- Yasal olmayan bir işi hile, düzen vb. ile kanuna uygun gibi göstermek.
- Tune.
- Accommodate.
- Attune.
- Conform.
- Dream up.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
mazeretmazeret bulmakmazeret göstererekmazeret göstermekmazeret imtihanımazeret iznimazeret kağıdımazeret olarak göstermekmazeretcumazerethahmazemaze overlaymazelmazemmazmazamaza ma mazamazacımazaciruydurmakuydurmauydurma adlaruydurma diyaframıuydurma haberuydurma hesapuyduruyduuydu bağlantılıuydu bilgisayar sistemiuydu devletuydu dişli dizgesi