masur etmek ne demek?
- Masur'a özel bir çark yardımıyle ip sarmak. (Güney *İkizdere -Rize)
masur
- Bk. masır
- Birbirine katılmış şey. Mümtezic.
- Sıkılmış. Suyu veya yağı çıkarılmış. (Osmanlıca'da yazılışı: ma'sur)
masura
- Karton, tahta veya plastikten yapılan, üzerine şerit, iplik vb. sarılan koni veya silindir.
- Çeşme zıvanası.
- Bir akarsu ölçü birimi.
- Bobbin.
- Spout.
- Spool.
- Bobbin (for thread.
- Spout (for a fountain.
- Shuttle.
- Reel.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.