makbul ne demek?
Kökeni: Arapça
- Beğenilen, hoş karşılanan.
Kahvenin dibekte dövüleni her zaman daha makbul ve içimi şöhretliydi.
S. Ayverdi - Kabul olunmuş, alınmış, alınan.
- Beğenilen.
- Hoş karşılanan.
- Kabul edilen.
- Geçer, geçerli.
- (Makbule) Kabul olunan. Beğenilen. Sevablı.
Accepted.
Acceptable.
Agreeable.
Okay.
Far-out.
Grateful.
Palatable.
Satisfactory.
Desirable.
Widely accepted.
Popularly esteemed.
Moderately recommended.
Ideal.
Optimum.
Pleasent.
Welcome.
Permissible.
Agreeable valid.
Admissable.
Popular.
Eligible.
Favo u rite.
makbul hesap
- Bk. karşıtsız sayışım
makbul olmak
- Beğenilmek