mahzun etmek ne demek?
- Üzüntü vermek.
üzüntü
- Bkz. sıkıntı, tehlike
- Olması istenilmeyen olaylardan doğan ruh tedirginliği, teessür
Affliction.
Care.
Chagrin.
Damp.
Dejection.
Desolation.
Distress.
Disturbance.
mahzun baştankara
- Bk. ak yanaklı baştankara
mahzun olmak
- Üzgün durumda olmak, boynu bükülmek.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.