mütalaa ne demek?
- Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt
Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu.
Ç. Altan - İrdeleme, müzakere, görüş
Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek, bence pek faydalı idi.
Atatürk - Düşünce.
- Adli davada bilirkişilerin verdikleri fikirler.
- Bir işi etraflıca düşünmek, okumak, tetkik etmek.
- Bk. düşünce
- Study.
- Observation.
- Reading.
- View point.
- Statement.
- Studying.
- Reading carefully.
- One's considered opinion.
- Comment.
- Deliberation.
- Idea.
- Remark.
- Sentiments.
- Survey.
- Thought.
- Opinion.
düşünce
- Düşünme sonucu varılan, düşünmenin ürünü olan görüş, mütalaa, fikir, mülahaza, ide
- Dış dünyanın insan zihnine yansıması.
- Niyet, tasarı.
- Tasa, kaygı, sıkıntı.
- İlke, yönetici sav.
- Zihinde tasarlanan, canlandırılan şey.
- Bir işin gerçekleşmesi ya da bir sorunun çözümü için zihince tasarlanan, aranıp bulunan yol.
- Düşünce sonucu bilincine varılan herhangi bir şey.
- Thinking.
- Reasoning.
mütalaa etmek
- Okumak.
- Üzerinde düşünmek, iyice incelemek
- To examine, to scrutinize.
mütalaa salonu
- Bk. çalışma salonu