mürüvvetini görmek ne demek?
- (anne, baba için) çocuklarının sevinçli günlerini görerek mutluluk duymak.
Ne kaldı şurada alnımızın akıyla ilk torunumun mürüvvetini görmeye?
A. Ağaoğlu - To live to see one's children grow up and get married.
mürüvvet
- Bir ailede çocukların doğumu, sünneti, evliliği, iyi bir göreve geçmeleri vb. olaylardan duyulan mutluluk, sevinç.
- Cömertlik.
- Yiğitlik, mertlik.
- insaniyet, mertlik, yiğitlik. cömertlik, iyilikseverlik
- İnsanlık, cömertlik, iyilikseverlik.
- İnsaniyet. İnsanlığa uygun olan şeyi yapmak. Güzel ve iyi şeyleri alıp, kötü şeyleri ve halleri bırakmak.
mürüvvete endaze olmaz
- Yardım ve iyiliğin sınırı yoktur.
görmek
- Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek
- Anlamak, kavramak, sezmek
- Yanına gidip konuşmak.
- Bir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek.
- Belirli bir zamanın içinde bir olaya tanık olmak, yaşamak
- Yapmak, etmek.
- Kendisine yapılmak, bir davranışla karşılaşmak, maruz kalmak.
- Almak.
- Transact.
- Observe.