mübalağa etmek ne demek?
- Abartmak.
- [mübalağa etmek] shoot off one's mouth.
- Shoot off one's mouth.
mübalağa
- Darmadağınık, işe yaramaz, bozuk, kötü.
- Yorgun, bitkin.
- Abartma.
- Bk. üstünlük derecesi
- Bk. obartma
- Hyperbole.
- Exaggeration abartma.
- Abartı.
- Overstatement.
- Exaggeration.
mübalağacı
- Abartıcı.
- Exaggerator.
- Loud.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.