mübalağa ne demek?
- Darmadağınık, işe yaramaz, bozuk, kötü.
- Yorgun, bitkin.
- Abartma.
- Bk. üstünlük derecesi
- Bk. obartma
Hyperbole.
Exaggeration abartma.
Abartı.
Overstatement.
Exaggeration.
üstünlük derecesi
- En, çok zarfıyla sıfat veya başka zarfların nitelik ve nicelik bakımından kazandıkları en üstün anlam.
- En, pek belirteçleriyle, sıfat veya başka belirteçlerin kavram bakımından üstün dereceye ulaştırılması: Hayatta en hakikî mürşit ilimdir; En güzel çocuk sendin; Çocuklarca en çok sevilen hayvan, kedi veya köpekmiş; Bu konuda söylenecek pek çok söz var vb.
Superlative.
Superlatif
mübalağa etmek
- Abartmak.
[mübalağa etmek] shoot off one's mouth.
Shoot off one's mouth.
mübalağacı
- Abartıcı.
Exaggerator.
Loud.