lost cause ne demek?
- Ümitsiz iş, kaybedilmiş sayılan iş
lost call
- Kayıp çağrı, kaçan çağrı
- Yitik çağrı
lost and found
- Kayıp eşya bürosu
cause
- Sebebiyet vermek.
- Sebep olmak.
- Neden olmak, meydan vermek, sebep olmak, yol açmak, doğurmak
- Sebep, illet, neden
- Gaye, hedef, amaç
- Harekete sevkedici unsur
- Dava konusu (hukuk)
- Doğurmak, tevlit etmek
- Netice meydana getirmek
Türetilmiş Kelimeler (bis)
lost calllost and foundlost discountlost inlost in thoughtlostlost luggagelost motionlost packet timelost propertylos angeleslosartanloselose a good opportunitylose a vote of confidencecausecause a bedlamcause a disturbancecause a losscause a scandalcause and effectcause and effect relationcause anxietycause bad bloodcause celebrecausacausa proximacausa sine qua noncausalcausal analysis